YENİÇAĞIN DİN ADAMI: YAPAYZEKÂ

Bu yazımızda geçmişten başlayıp bu günü ve geleceği anlamaya çalışacağız. Yazdıklarım okuyanlar için ütopya gibi gelebilir amma geçmişten bu günler için söylenenler de o toplumlar için ütopya idi. Allah, sünnetullahı gereği toplumları değişimden geçiriyor insanlığı imtihan ediyor. Hz. Adam (a.s.)’dan başlayıp Hz. Muhammed (s.a.s.)’e kadar gelen peygamberlerin bize öğrettiği bir hakikat var. Bu hakikat; toplumlar dönüşüyor, gelişiyor bu dönüşen ve gelişen toplumlarda Allah’ın öğretisi ve mesajı kayboluyor. Bunu yeniden düzeltmek için gelen peygamberler. Allah Kur’an da Hz. Musa (a.s.) üzerinden bize bunu haber veriyor. Bu değişimin nasıl olduğunu Kur’an bize haber veriyor “Firavun, küçümseyerek sindirici bir bakışla kavmine bir göz gezdirdi. Onlar da Firavun'a boyun eğdiler. Çünkü onlar doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden, fâsık, âsî, bozguncu bir kavimdi.” (Zuhruf, 54)

“Şöyle dediler: “Bakın, bu ikisi var ya, bunlar birer sihirbazdır; sihirleriyle sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmak ve benimsediğiniz ideal hayat tarzınızı yok etmek istiyorlar.” (Taha, 63) Okuduğumuz bu ve benzeri ayetlerde toplumun nasıl dönüştüğünü ve kimlerin buna öncülük yaptığını anlıyoruz. O toplumların yöneticileri, kendi istedikleri gibi bir toplum inşa etmek için Allah’ın vahyinden nasıl döndükleri ve kendi isteklerine göre tahrifat yaptıkları anlatılıyor. O toplamlarda da vahyi bilen topluma götüren bilginler vardı, din bunların tekelinde olunca toplum dini bunlardan öğrenince onlar istedikleri bir din modeli topluma sunuyordu. Bunun benzerini Hıristiyanlar üzerinden bize hatırlatılıyor. “Biz Hristiyanız” diyenlerden de kesin ve bağlayıcı söz almıştık; fakat onlar da kendilerine bildirilen ilâhî hükümlerin büyük bir kısmını unuttular. Bu yüzden aralarına kıyâmet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık. Allah, onlara bütün yaptıklarını bir bir haber verecektir.” (Maide, 14)

Onlarda bir toplum idiler, kendilerine vahyedilen dini öğrenmediler hayat nizamı yapmadılar. Onun bilgisi sadece bilginlerindeydi, onlarda toplumu kendi istedikleri gibi bir din anlattılar, kitabı tahrif ettiler. Dini hayat nizamı yapmaktan çıkarınca toplum kendine yeni bir yaşam biçimi yani din inşa ediyor. Allah’ın ne istediğini önemseyen insanlar bunu gidip bilginlere soruyor onlardan öğrenmeye çalışıyordu. Onlarda kendi ve yöneticilerinin razı olduğu bir din anlatıyorlardı toplumlarına. Biz Kur’an’a tabi olan Müslümanların da durumu bunun bir benzeri desek yanlış olmaz. Geçmişte o çağın ve toplumların ihtiyaçları için yapılan uygulamalar o toplumlarda çözüm oluyordu. Kendi çağı kendi toplumları için Âlimler müçtehitler çözümlemeler üretmişler. Çağ değişince kitaba yaklaşım değişince din ve kitap ikinci planda kalmış. Sanayi devrimi ve sanayi çağını öngöremeyen Müslümanlar, bu çağın getirdiği sorunlara ve yaşam modeline çözümlemeler yapamadılar. Bunu yapamadıkları gibi fıkhı, sosyal hayatı dondurdular, bu konulara yönelenleri kınayıp tekfir ettiler. Biz Müslümanlar 1400 yıllık tarihimizde yaşadıklarımızın bir benzerini insanlık tarihi yaşamış desek yanlış olmaz din ve vahiy, toplum anlamında. Büyük resmin küçüğünü yaşadık yaşıyoruz diyelim.

Bugün yarınları öngörerek artık yepyeni bir çağ geliyor, dijital çağ. Geçmişte nasıl bugünleri bu çağı öngöremediyse geçmişlerimiz, bugün bizimde yarınları öngörüp yarınları gelecek nesiller için hazırlamalıyız. Bugün Müslümanlar kendi toplumlarına cüzümler üretmekte zorlanıyor. Çoğu konuda çözümler bulamıyorlar. Bugün bizim yaşadığımız toplumun Müslümanları yarınları öngörüp gelecek nesiller için çözümler üretmeli, yarınları bugünden inşa etmeliler. Bunun karşılığını Allah Kur’an da bize haber veriyor “Ashâb-ı Kehf kıssası “üzerinden bizim gündemimize getiriyor. Bu kıssada uykuya yatan 300 küsur yıl uyuyup uyandıklarında kendilerinin toplum için önerdikleri çözümlerin o toplumun inancı olduğunu görüyorlar. Bu kıssayı okuyan Müslümanlar bugünden yarınları inşa etmeyi öğreniyorlar aslında. Allah biz Müslümanlara yarınları inşa edin diyor. Yepyeni bir çağ geliyor dijital çağ. Bilginin çok kolay ulaşıldığı insanlığın artık dinini öğrendiği bir çağ. Yemek tarifinden yaşam biçimine, toplum nizamından değerler eğitimine her şeyin bulunduğu bir mecra. Artık eğitim toplum ve insanın merak ettiğini kolay ulaşacak.

Kısaca yeni bir din inşası veya yeni din bilginleri geliyor. Yapay zekâ diyorlar adına; sorunuzu soruyorsunuz o size cevabını veriyor. Teknik alanlarda yüzde yüze yakın doğru bilgi veren bu mecra insanların algılarında din konusunda da en doğruyu söylüyor olacak. Yeni dünyanın yeni âlimleri, hocaları, din görevlileri geliyor buna hazır mıyız? Bunun öncüleri bugün önümüzde duruyor, sosyal ağların fenomenleri bu gelen dünyanın ön görünümü diyelim. Bu dijital çağ artık hukuku yönlendiren devletleri yönlendiren istediğini suçlu istediğini masum gösteren bir dünya, biz bunun neresindeyiz. Unutmayın Müslümanlar dün bu mecralara deccal diyordu, şeytanın yeri diyorlardı. Buraları kullananlar tekfir edilir, tövbe etmeleri söylenirdi. Müslümanların buralardan uzak durmaları önerilirdi. Oysa bugün geldiğimiz noktada Müslümanlar bu dünyadan uzak değil, buraların inşa edeni olmalıydı. Biz kaçtık birileri buraları inşa etti. Bugün karşımızda nasıl bir sosyal medya ve türevleri var hep beraber görüyoruz. Savaş başlatıp savaş bitiren mazlumu zalim, zalimi mazlum olarak dünyaya yutturan bir mecra. Oysa buraların inşa edenleri biz olsaydık bunlar olmayacaktı, olsa bile çok düşük olacaktı. Bugün sosyal ağları yöneten Müslümanlar olsaydı, Gazzeler yaşanmazdı. Soykırım yapmaya cesaret eden olur muydu bir düşünelim. Ürkütücü âmâ, gelecek hakikat bu artık. Dini anlatan, dini tanımlayan yeni bir mecra var yapay zekâ. Bu mecranın nasıl bir yorumlayacağı biz Müslümanlara bağlı, eğer doğru dini bu mecralara anlatır ve yorumlarsak, bunun için gerekli teknolojik altyapıları kurarsak gelecek nesillere doğru dinin ulaşmasını sağlamış oluruz. Peki, soru şu bunu düşünen bunun geleceğini gören ve bu alanlara yatırım yapan Müslüman var mı? Bizim toplumda pek yok desek yeridir.

Bunları kurgulayan, buralara yatırım yapan Müslümanlar yapay zekâya dini yorumlatacak, bu konuda hiçbir şey yapmayanlar kaybolup gidecek veya terörist olacak. Artık tanımları yapan yapayzeka olacak hukuk alanında, vergi dairelerinde, hukuk bürolarında, devlet yönetimine kadar her alanda referans olacak, diğer bir deyimle bilirkişi artık yapayzeka, bu çok uzakta değil. Toplumu yönlendirecek topluma hangi alanda ne kadar hukukçu, ne kadar öğretmen, ne kadar kimyacıya ihtiyaç olduğunu yapay zekâ belirleyecek. Üniversitede tercih ettiğiniz bölümden mezun olunca işsiz mi kalacaksınız yoksa iş bulabileceksiniz bunları planlayan, size söyleyen yapay zekâ olacak. Bunları yapay zekânın kullanımına kimler sunacak temel sorun burada yatıyor.

Hırsızın oluşturacağı veri tabanı yapay zekâ tarafından yorumlanacak, o hırsızın istediği yönde yorumlayacak. Tefecinin oluşturacağı veri tabanı tefecinin istediği şekilde yorumlayacak yapay zekâ. Kısaca hayatın her alanında aktif bilirkişi yapay zekâ olacak desek yanlış olmaz. Hayatın bütün alanlarında bu kadar aktif olan bu platform tatbiki din konusunda suspus olmayacak. Bunu öngöremeyen Müslümanlar yarın dinlerinin nasıl tahrif edildiğini yapayzekâ dan öğrenmiş olacaklar. Bugün bu çağda devletler eliyle yapılan uygulamalar bunun geleceğini haber veriyor. Küresel ısınma, karbon ayak izi, karbon salınım ve buna benzer uygulamalar artık vergilendirilerek insanların uzaklaşmasını sağlamak için yapılıyor. İnsanlar bir yöne doğru yönlendiriliyor, artık kitap, kalem ve buna benzer materyaller çok pahalı olacak, vergilere tabi tutulacaklar. İnsanlık dijital dünyaya yönlenecek. Bu dünya kime ne sunuyor, işte önem arz eden burası olacak. Müslümanlar buraları inşa edemezlerse gelecek nesiller farklı bir din ve İslam ile karşılaşacaklar. Tıpkı Kur’an’ın haber verdiği gibi nasıl her toplum peygamberden sonra değiştiyse ve kutsalı kaybettiyse işte bizi bekleyen tehlike burası.  Müslümanlar artık geleceği iyi okumalılar yarınları gelecek nesilleri bugünden başlayarak inşa etmeliler. Gelecek bu çağın hazırlıklarını bugünden başlayarak yapmalılar. Nasıl geçmişlerimiz sanayi çağını hesaplayamadılarsa, bu çağın gereklerine uygun çözümlemeler yapamadılarsa, bugün bizim yarınları onların yaptıkları hatalara düşmeden yarınların inşasını yapmalıyız. Buralara yatırım yapmalı, gelecek nesillere bırakabilmeliyiz.

Bütün Müslümanlara çağrımız yarınları inşa etmek için çalışın, paralarınızı buraları inşa edenlere verin. Karz-ı Hasenlerinizi, zekâtlarınızı, infaklarınızı buralara yatırım yapanlara yönlendirin. Yarınlar için veri tabanları, datalar oluşturun. Unutmayın yapay zekâ bizim verilerimizi işleyecek biz bu verileri oluşturamaz isek yarınlarımızı kaybetmiş oluruz. Geçmiş kavimlerin başına gelenler bizimde başımıza gelmiş olacak.

Allah bu konuda çabalayan yarınlarını inşa eden toplumuna hakkı hakikati götüren öncülerden olmamız duasıyla.

Son değişiklik Cumartesi, 07 Aralık 2024 13:35

Yorum yapın

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuzdan emin olun. HTML kodları kullanılamaz.