5.9 şiddetinde bir deprem yaşadık; düzce ve çevresinde.
04:10 sabaha karşı uyanık halde depremi canlı olarak yaşadım. Şiddeti 5.9 olabilir fakat; hissedilir durumu 8 şiddetinde idi. İlk önce şiddetli ses, yüzlerce at'ın koşması gibi, binanın gıcırtı sesi, şiddetli sağa-sola ve yukarı-aşağı sallantı ile devamında ise elektriklerin kesilmesi ile evin yıkılacağı kanısı oluştu; yine şiddetli ses..! Yaklaşık 1 dakika salladık.
Arz'ın Sahibi, biz insan kullarını şiddetle sarstı, kendimize gelmemiz için, kaç kişi kendine geldi mi acaba? İç sarsıntı ile uyarıldık; ya dış sarsıntı olsaydı? Kaç kişi Kur'an mesajını anlamaya çalıştı? Kaç kişi tevbe ile Arz'ın Sahibine sığındı? Kaç kişi ibret aldı?
Kaç kişi, kaç kişi..!
Binalar yıkılmadı ama; her evde ve mutfakta, her işyerinde bir şeyler kırıldı, tahminim züccaciye dükkanları en çok zarar gören yerlerdir. Marketler de camlı ürünlerin kırılması ile zarar gördü. Fakirlere günü geçmeye yakın ürünler için reyon açmayan ve infak etmeyen marketler, depremle ürünlerini mecburen çöplere doldurdular.
Yakın tarihte, Osmanlı döneminin son zamanlarına kadar; 1900 yıllar ve öncesi semtin belirli yerlerinde sadaka taşları vardı; insanlar ihtiyacı kadar oralardan para alırdı. Fakirlerin borçlarının yazılı odluğu mahalle dükkân veresiye defterleri, şuurlu zenginler tarafından ödenirdi. Şimdikiler infak yerine, ürüne zarar verip çöpleri dolduruyorlar. Şimdinin insanı; hayvanlara hassas, insanlara ise cimriler.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyen ecdattan nasıl böyle merhametsiz bir toplum oluştu!
Biz Müslümanlar yine de her an ve zamanda; Rabbimize sığınır, yalnızca O'ndan yardım talep ederiz. Deprem anında O'nu tekbirler ile yüceltir ve yeryüzünün ve gökyüzünün Tek Sahibinden başka; ilahları da reddederiz..!
İnsanlar depreme dayanıklı evler yapıyorlar ve deprem anında tedbir alıyorlar, Eyvallah. Ölüme her an gidebilir ahiret yaşantısı için tedbir almıyor ve ahiret yokmuş gibi yaşıyorlar. İnsanlar, illa da tedbir diyor! Allah'ı Tekbir etmiyorlar.
Önceki ümmetlerin helak olması sesle, rüzgarla, depremle, sel ve su ile, vs. Ölülere okuduğumuz Yasîn sûresi de ses ile helak olan kavimden bahseder. Depremle yaşadığım ses hala kulaklarımda.
Deprem bireyi değil, toplumu derinden etkiler. Korkuyu herkes yaşar. O anda mal-mülk ikinci planda kalır ve sadece canını düşünür insan. Her şeye çare üretiyoruz da dünya ve ahiret dengesi için çare üretmiyoruz!
Rabbim cümlemizi toplumsal afetlerden korusun ve mü'mimce hayata bakabilmeyi, mü'mince ölebilmeyi cümlemize nasip etsin. Âmîn.