Ahsen-i Takvim üzere yaratılan insan, vücut yapısıyla, ruhuyla, canıyla, irade ve aklıyla, temiz fıtratıyla Rahman'ın kulu insan, canlıların en şereflisidir.
Esfele’s-safilin ile de yaşayan canlıların en şerlisi olabilmektedir! Yeryüzünü fesada uğratan, ekini ve nesli bozan, öldüren, fitne çıkaran, cimri, bencil, iman yönünden akıl yoksunu, zinaya yol açan, faizci, terör uygulayan aşağıların aşağısı zalimi zalim insan!
Kirâmen Kâtibin (Hafaza) melekleri her bir yanımızdan kayıt altına almakta. Beş duyu organlarımız olan dil, tat almayla; kulak, seslerle; burun, koku almayla; göz, görmekle ve kalp idrak ile beyin ise bunları kaydetmekte; el yapmakla; ayak yürümekle şahitlik etmekte, her bir şeyi en ince detayıyla hatta zerre miktarı iyilik veya kötülük kayıt altına alınmakta.
Bunları da yönetense insana verilen akıl nimetidir. Beş duyu organlarımızı nefis ve irade yönlendirir ve bunun üzerinde akıl tümüyle yönetir. Fıtratını koruyan akıl nimetin emrindeki insan mü'min olur. Mü'min olan ise cennet yolcusu olur.
Fıtratını kirletenlerin ise cin ve insan şeytanları, nefis ve iradesi aklını esir alır, yani aklını kullanmaz, dolayısıyla da kişi kâfir olarak cehennem yolcusu olur.
Dil tat alma duyusuyla tattığını unutmaz, lezzetleri tek tek bilir ve beyin ise kayıt yapar. Yeni doğan ve büyüyen çocuk, birçok eşyaya elliyle, diliyle ve ağzıyla dokunur.
Böylece eşyayı ve yiyecekleri de tanımış olur. Dil söylediği ile de mes’uldür. İyi veya kötü söylediği her söz, beyin ve melekler tarafından kayda geçirilir. Dil bozuk yiyecekleri, tuzlu, acı, meşrubat çeşitlerini, tattığı tüm yiyeceklerin lezzetini veya leziz olmayanı bilir ve unutmaz. Haram yiyecek ve içeceklerin tatları ve acılarını da unutmaz. Dil ahirde şahitlik yapacak! "İnsan onu da bilir mi?"
Kulak duyduğu sesleri yıllar geçse de unutmaz. Kulağın her duyduğu ses beyin tarafından kaydedilir. Yıllar geçse de konuşulan sesleri ve sahibini genelde bilir. Telefonda ki sesin sahibini genelde tanır. Su sesini, hayvanların sesini, ağaçların, rüzgarın, deniz dalgaların, insan seslerini vs. unutmaz bilir.
Burun her tür kokuyu algılar ve güzel kokuları, pis kokuları, yiyecek aromalarını, leziz yemek kokusunu, leş kokusunu bilir. Aslında koku alma, güzel bir nimettir. Halk deyimi ile “burnuma pis kokular geliyor”; denilen yerden uzak durmaktır.
Göz görme ile insanın en değerli organıdır. Güzele bakmak sevap değil, güzel bakmak sevaptır. Göz gördükleriyle şahittir. Her gördüğünü beyin kayıt yapar. Sürekli harama bakan göz, zamanla vücut fiili ile haramı işler. Kişi gördüklerini yıllar geçse de unutmaz. Göz aslında irademizle yaptıklarınızı kamera gibi kayıt yapmakta. Silemeyiz, çünkü beyin gördüklerini kaydetmiş; ancak Allah dilerse tevbeyle siler.
İnsan kendini tanımalı, bize verilen beden gömleği emanet olduğunun bilincinde olmalıyız. Emanet verilen beden gömleğini vakti gelince çıkaracağız ve aslı olan toprağa dönecek, ruh ise Allah'a dönecek. İnsan yarın ahirette organların dile geleceğini, aleyhimize veya lehimize şahitlik yapacağını unutmamalı.
“O gün ağızlarını mühürleriz, elleri bize söyler ayakları yaptıklarına şahitlik eder.” (Yâsin, 65)
Vücut donanımını güzel yapan ve inşa eden Allah'ı sürekli zinde tutmalı; Tevbe ve istiğfarla dilimiz ıslak olmalı. Vücudumuzu bilen bizler değil; sadece Allah'tır. Yaptığımız her işe dikkat etmeli, yarın duymak istemediğimiz, görmek istemediğimiz her bir fiilden uzak durmalı, söylediğimiz her sözü bilinçli söylemeliyiz.
Pişman olacağımız her ve takva yolu olur. Ahirette de cehennem azabından kurtulur.