Login to your account

Username *
Password *
Remember Me

Create an account

Fields marked with an asterisk (*) are required.
Name *
Username *
Password *
Verify password *
Email *
Verify email *
Captcha *
Reload Captcha

Makale: OKCULAR TEPESİ'NDEN BU GÜNE KAYBEDENLER!

Bu yazımızda Uhud’u günümüze getirmeye gayret edeceğiz. Uhud özelinde bir siyer okuması yapmaya gayret edeceğiz. Konuya Uhud ile başlayalım o günü, bütün Müslümanlar okumuş ve yakinen biliyordur. Hz. Hamza’nın şehit edildiği savaş meydanı, Uhud. Yaptığımız okumalarda bu savaşın kaybedilmesine sebep olan en temel olay okçular tepesinde görevli olanların yerlerini terk etmeleri olduğunu görmekteyiz. Hz. Peygamber her ne olursa olsun burayı kesinlikle terk etmemeleri konusunda uyarılan Müslümanlar, savaşı kazandık, bizde ganimet toplayalım diyerek yerlerini terk etmeleri onlara pahalıya mal oldu. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum yerlerini terk etmelerinin tek nedeni ganimet yani dünyalık mal hırsı. Onlar o tepeyi terk ettiler, savaşı kaybettiler, ya bugünün Müslümanları okçular tepesini bir daha terk etmediler mi dersiniz? Allah okçular tepesi üzerinden Müslümanlara bir mesaj veriyordu, tabi okumasını bilenler için. Eğer öyle olmasaydı orayı terk edenlerin yerine meleklerini gönderir, Müslümanların kazanmasını sağlardı. Öyle yapmadı o gün oradan tüm çağlara bir mesaj vardı. Gelin Medine’ye gidelim! Hz. Peygamber vefat ediyor, bu haberi alan kabileler başlıyorlar irtidat etmeye, okçular tepesini ta o günden terk etmeye başlıyorlar. Peki, onların irtidat etmelerinin sebebi neydi dersiniz, zekâtı vermeyeceğiz diyorlardı yani yine dünyalık yine mal hırsı. Hz. Ebû Bekir (r.a.) onlarla mücadele edecekti “kim namaz ile zekâtın arasını ayırırsa onunla savaşırım” diyecekti. Bu yanlışa düşenlerle savaştı ve Allah ona zafer nasip etti, yani Allah’ın yardımına nail oldu. Müslümanlar okçular tepesini her dünyalık imkân önlerine geldiğinde terk ettiler.

Gelin okçular tepesini biraz güncelleyelim, bugün okçular tepesi nelere karşılık geliyor. Bugün bizim toplumda okçular tepesi var mı? Varsa terk edenler kimler? Bugün okçular tepesi beş on dairesi olup da buralardan kira alanlar buraların zekâtlarını vermemek için oğlunun kızının yetmeyince akrabasının üzerine yapanlar okçular tepesini terk etmediler mi? İlim sahibi olup ta yazdığı kitapları uçuk kaçık fiyatlara satanlar okçular tepesini terk etmediler mi?

Hz. Peygamber ve ondan sonra gelen halifeler yöneticilik yaptılar, bu yöneticiler görevlerini bıraktıklarında, göreve geldikleri günden daha refah bir hayat veya mal mülk edinmiş miydiler? Peki, bugün Müslüman olduğunu iddia eden yöneticiler zenginleşiyorsa okçular tepesini terk etmediler mi?

Bugün kendilerine Müslüman diyenler, topumda hırsız, üçkâğıtçı damgası yiyorsa okçular tepesini terk etmemişler mi? Bugün Müslümanların önünde duranlar hakkında, kendi çevreleri güvenilir değildir diyorsa okçular tepesini terk etmemiş mi?

Okçular tepesi okumasını bilemler için bir tasavvur sunuyor insanlığa, insanlık özelinde Müslümanlara bir anlayış, kavrayış, bir metot sunuyor. Eğer tepeyi terk ederseniz mücadeleyi kaybedersiniz, mücadeleyi kaybettiğinizde artık yaşayacağınız din kalmaz ortada. Tependen gelen düşman sizin bütün değerlerinizi ayaklarının altına alır ve sizi dönüştürür. Kendine benzetir. Artık elinizde ne kılacağınız namaz, nede vereceğiniz zekât kalır. Bugün yaşadığımız topluma baktığımızda bu söylediklerimden farklı ne görüyorsunuz. Ne kadar okçular tepesi varsa istila edilmiş o tepeleri bende sizdenim diyerek kandırılmış düşmanları tarafından tutuluyor olduğunu görüyoruz. Bunun bir örneğini Gazze de yaşıyoruz! Oradaki Müslümanlar tepeyi canları pahasına terk etmiyorlar, düşmanları terk ettirmek için elinden geleni yapıyor. Tepeyi terk etmeyenler kazanacak Uhud bize bunu söylüyor.

Bugün yaşadığımız toplumda okçular tepesini terk edenler genelde hep rant uğruna terk ediyorlar. Rant! bu kelime çok önemli çünkü o gün ganimet uğruna orayı terk edenler de rant için terk ettiler, o gün bunun adı ganimetti, bugün bizim toplum da bunun adı rant olmuş. İşin garip olan tarafı bu toplumda bu rantın peşine düşenler bu kitabın muhatapları olmuşlar, tıpkı o gün olduğu gibi. Gelin bu toplumda kendini İslam’a nispet edenlere bakalım cemaatlere, derneklere, vakıflara vb. yerlere bakın zilletin temelini rantın oluşturduğunu göreceksiniz. Müslümanlar kendi kurumlarında bile rantın peşindeler maalesef. Kimi kendi cemaatinin çokluğunu rant edinmiş karşısındakilere dayatıyor. Kimileri elindeki imkânları ranta dönüştürmüş kendinden başkasıyla paylaşmıyor, kimi yapılar da liderinin hesapsızca taassupçusu olmuş buradan edindiği ranttan vazgeçemiyor. Oysa bu saydığımız yapıların hepsi okçular tepesinde görevliydiler. Ne olursa olsun o tepeyi terk etmeyeceklerdi.

Bu toplum şu pratiği yaşadı 80’li, 90’lı yıllarda Müslümanlar rantı düşünmeden Allah için fedakârlık yaptılar, bunun bereketini yaşadılar. Okçular tepesini hiçbir çıkar için tutmadılar sadece Allah rızası için yaptılar. O dönem de cemaatlerde yapılarda çalışanlar buralardan bir maddi beklenti içinde değillerdi. Liderinden en alt seviyedeki Müslümanlar nafakalarını bu yapıların dışında karşılardılar. Bir işleri olurdu kendinin ve ailesinin nafakasını bir iş yerinde çalışarak temin ederlerdi. Cemaat ve yapılarda yapılan her işi Allah rızası için fedakârlık ve görev olarak addederlerdi. Bu yaptıklarından bir menfaat beklemezlerdi bunu hakaret sayarlardı.

 Bunları neden söylüyorum, şundan dolayı söylüyorum, Allah’ın Peygamberler’inin birer meslekleri vardı. Kimi demir ustası, kimi marangoz, kimi çobandılar. Geçmişte Müslümanlar bunları model alıyorlardı çocuklarının bir sanat edinmesini önemsiyorlardı. Hatta Osmanlı döneminde bile padişahların bile böyle birer sanatı vardı desek abartmış olmayız.  Bugün durum değişti bu yapılar artık yaptıklarının maddi karşılığını bekliyor oldular. Buralarda görev alanlar önce ne kadar maaş alacaklarına bakıyorlar. Kur’an kurslarında hocalık yapanlar bile buralardan para almazlardı, bunu Allah’ın dinini para karşılığı satmak olarak düşünürlerdi. Doğruda düşünüyorlardı bu yaptıklarını Allah bereketlendiriyordu, bugün bunlardan eser yok. Bunlar kesinlikle yanlıştır haramdır falan demiyorum, anlatmak istediğimiz bir savrulmayı tespit etmek. Farkında mıyız bilmiyorum kınadıklarımıza benzemeye başlamışız.

Peki, Allah’ın resulü yaptığı peygamberlik için ne kadar ücret aldı? Onun arkadaşları Allah için yaptıkları fedakârlıklar için ne kadar maaş aldılar. O dönemde ve onlardan sonra gelen Âlimler yazdıkları eserleri kaç paraya sattılar. Hz. Peygamber’in ve ondan sonra gelen sahabe yaptıkları görevlerden ne çıkar elde ettiler? Allah kendi kitabını az bir para karşılığı satanlar hakkındaki tehdidi kimler için. Bütün bunlardan yola çıkarak şunu söylüyoruz bu toplumun Müslümanları sekülerleşti, okçular tepesini çoktan unuttular. Unutmayanlar yok mu? elbette var amma çok az toplum içinde marjinal olarak algılanıyorlar. Unutmayın o tepeyi terk etmeyip şehit olanlarda vardı ve onlar kazandılar. Bugün tepeyi terk edenler kazandı olarak algılanıyor, orayı terk etmeyenler kaybeden olarak algılanıyorlar.

Bu mübarek Ramazan ayında onu bu kadar mübarek kılan olgu bu ayda vahyin inmeye başlamasıyla alakalı. Bugün ramazanın kutsallığını anlatıyoruz bu ayda oruç tutuyoruz. Orucu bize emreden işte bu ayda inen vahiy, Okçular tepesini terk edenlerin tutukları oruçlar oruç olur mu? Bugün bu toplumda rantçıların tutukları oruç ibadet olur mu?

Ramazan’ın okçular tepesiyle ne ilgisi var diyeceksiniz, şöyle anlatmaya çalışayım. Okçular tepesini yaşayanlar orucun ne olduğunu anladılar. Oruç sadece aç kalmak değil, daha önceki peygamberler dede oruç vardı, kimisinde susma orucu vardı, Hz. Meryem’i hatırlayın. Oruç bütünün bir parçasıdır aslında bütün olan ahlakın sadece bir parçası. İşte okçular tepesini yaşayanlar Allah’ın kendilerinden ne istediğini anladılar. Bu anlayış ve kavrayış Allah’ın yardımıyla bir yurda dönüştü. Tepeyi terk etmek bir kusurdu orada kalmak gerekirse canından olmak bir erdem ve ibadetti. Bunu yaşayanlar Kur’an’ın yurdunu inşa ettiler ramazanı öz yurduna kavuşturdular. Ramazan’ın kendi yurdunda ramazan olacağının bilincindeydiler. Onlar şu hakikati idrak ettiler okçular tepesi sadece Uhud’da değildi, Allah’ın emrettiği bütün hükümler birer okçular tepesiydi ve bu tepeleri terk etmemeleri kendilerine öğretiliyordu. Onlar şu hakikati anladılar ömrü, hayatı Ramazan olanların akıbeti Bayram olacak. Bugün yaşadığımız toplumda hayatını Ramazan yapamayanlar bayram yaptıklarını sanıyorlar. Unutmayalım Allah’ın hudutları birer okçular tepesi konumunda, ya bu tepeleri rant, ganimet için terk edeceğiz veya canlarımız pahasına bu tepeleri muhafaza edeceğiz.

Allah Azze ve Celle ömrümüzü ramazan, akıbetimizi Bayram olanlardan eylesin.

Rabbim bizleri okçular tepesini terk etmeyenlerden eylesin, o tepede canlarımız pahasına Allah için mücadele edenlerden eylesin.

Yorum yapın

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuzdan emin olun. HTML kodları kullanılamaz.