Teknolojik aygıtlar insanın işini kolaylaştırdı; seri üretim üst seviyelere çıktı, insan adeta robotlaştı. İnsan, aklını sadece işine odakladı ve çevresindeki insanları sadece ticari çıkar amaçlı görünce vicdan, sevgi ve duygu rafa kalktı.
Robotlaşan insan, merhametsiz ve acımasız bir canavara dönüşüverdi. Sadece “ben” dedi ve benliğini de kaybetti. Teknolojik aygıtlar insanı kendine mahkûm etti. Vicdanı ve merhameti söküp aldı. Böyle olunca insan şiddeti benimser hale geldi. Tedavisi olmayan acımasız insan dışı mahluklara dönüştü.
Eşyaya verilen değer üst limitlere çıkınca; insanın değeri kalmadı. Kalmadığı gibi onu yok etmeyi alışkanlık haline getirdi. Ben merkezli yaşam ve bencillik ona insan olmayı unutturdu.
İnsan hemcinsine ilgisi azalınca azgınlaştı, ölümlerden zevk aldı, çocukları katletmek ve cinsel istismardan zevk aldı. Homoseksüel ve lezbiyen sapıklıktan haz aldı ve fıtratını bozdu. Bu zalimlerin oyunları ve zulümleri pervasızca dünyaya hâkim olunca; bu tip insansızlar dünyamızı istilâ etti, elbette ki sonları yakın, sonsuz azaptan en büyük paylar bunların olacak. "Bunlar için diyoruz ki! Zalimler için yaşasın cehennem!.."
Tamam bu zalimler böyle de biz ne durumdayız? Bu zalimlere meylediyoruz muyuz yoksa; direniş ile itiraz mı ediyoruz? Kendimize sormalıyız hangi saftayız diye?
Teknolojik aletler insan hayatını kolaylaştırdı mı yoksa zorlaştırdı mı? Bence hem zorlaştırdı, hem de mutlu yapmadı. İnsan kendi özüne dönmesi ile insan vasfını yeniden elde eder. Eşyaya verilen değer; insan değerini düşürür. Eşya araç yerine amaç olur, böylelikle öldürme ve katliam olur. Çünkü bencillik ve çok kazanma, zevkperest bir hayat yaşam tarzları olur.
Ölüm sonrası bir hayatı artık kimse önemsemez oldu. Cenneti dünya hayatında yaşadığını sanıyor, adeta büyülenmiş gibi beden ölümü ile yalanladığı ahir hayatla tanışacak. Hayvan gibi yer-içer ve zevklenirler.
Ölüm denilen hakikati unutmak ve görmek istemezler.
Sonlu dünya hayatı ile insan aldandı. Nefsini ıslah etmeyenleri cehennem ıslah edecek. 21. yüzyılda albeniler bir hayli çok, serap olan dünya hayatında insan eşyanın kölesi olmuş ve kaybedenler sınıfında yerini almıştır.
Televizyon izler bu durum kendisini kesmez, tablet, bilgisayar ve telefonla tüm benliği ile esir hayatı yaşar. Hem haber ve dizi izler, hem oyun oynar, hem de kısa videolar izler. Bu esir olmuş hayattan nasıl çıkarız diye kimse kafa da yormuyor.
Aileler dağıldı, komşuluk ve akrabalık ilişkileri zayıfladı. Yatak odası, mutfak, tuvalet oturma odası arasında git-gel hayatı yaşıyor. Metavers ile dünyayı geziyor ve enerji birikimi ile kendine ve çevresine zarar veriyor.
Zalimlerin ve küresel güçlerin tamda istedikleri bir hayatı yaşıyoruz. Yaşamamıza ve ölmemize de onlar karar veriyor. Virüsler, ekonomik buhran, savaşlar, tümüne bunlar karar veriyor. Yeryüzünü ifsad eden bu gruba dur diyecek kimsede yok. Müslümanlar ise dinde teferruatların peşinde emek-zaman katliamı yapmakta. Bu duruma batıda insanlığını kaybetmemiş insanlar itiraz etmekte, zalimlere karşı bedel ödemekteler.
Üretenler fitne üretiyorlar, asıl üretmesi gerekenler ise hazıra konuyor. Hazıra dağlar bile dayanmaz. Haliyle insan teknolojik aletlere yenik düştü.
Günümde olduğu gibi daha önceki asırlarda insan değeri hiç bu kadar düşmemişti. Müslümanlar dünya sahnesinden çekildi, etraf çakallara kaldı. Batının varoşlarında insanlık parlıyor, hakiki iman ile inşaAllah dahada parıldayacak. Zalimlerin ürettiği teknolojik aletlerin çok az faydası olsa da çoğunlukla insanlığı fesada uğratmak için kullanılmaktadır.
"Ey Kerim olan Rabbimiz!.. Bizleri iman hakikatini anlayan, imanını salih amele dönüştüren samimi ve şuurlu Müslümanlardan eyle!.."