Ey Kitab’ı indiren, bulutları yürüten ve tuğyan edip şımarmış nice büyük orduları bozguna uğratan, Vâhidu’l-Kahhar olan Rabbimiz! Yaklaşık yüz yıldır Filistin’de ve 23 ayı aşkın bir süredir Gazze’de devam eden vahşi katliamlara ve soykırımlara muhatap kılınarak Senin Hak yoluna sadakatle şehid olan on binlerce kardeşimizi Senin ebedî yurduna uğurluyoruz. Şehadetlerini kabul eyle Ya Rabbi!
Allah yolunda öldürülen aziz şehidlerimizi, va’din üzere güzellik ve merhametle karşılayacağına inanıyoruz. Onları âhiret yurdunun bitimsiz rızıklarıyla rızıklandır Allah’ım!
Rabbimiz! Bizler zahiren şahidlik ediyoruz ki, bu kardeşlerimiz, “Onlar öyle kimselerdir ki, insanlar kendilerine gelerek, ‘Düşmanlarınız sizin için büyük bir ordu topladı, artık onlardan korkun!’ dediklerinde; bu onların yalnızca imanlarını artırır ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.’ derler.” âyetinin gereğince Sana teslim olup Hak yolda canlarını feda ettiler. Allah’ım! Onların şehadetlerini kabul eyle, geride kalıp bu onurlu direnişi sürdürenleri de yardımını lutfederek muhafaza ve muzaffer eyle.
Allah’ım!
Daha kurulurken mazlum halkların kanlarını emerek kurulan ve o gün bugündür sürekli mazlum halkların kanlarıyla beslenerek hayatiyetlerini sürdüren iki vampir devlet olan ABD ve İsrail, kana doymak bilmiyor. Yaklaşık 100 yıldır Filistin halkının kanını döken, yurtlarını işgal edip târumâr ederek kendi terörist yerleşimcilerine tahsis eden ve tüm İslam coğrafyasında ümmetimize vahşice saldıran bu katiller sürüsüne karşı bize yardım et, ümmetimizi bilinçlendir, yeniden, imanın izzet ve onurunu kuşanmasını nasip et ve şanlı direnişlere yönlendir.
Sürekli, iman edenlere ve zayıf düşürülmüşlere saldıran, mü’min kullarına buğz eden ve kalpleri zulümle kararan gözü dönmüşlere karşı Filistinli kardeşlerimize yardım et! O zalimlerin kalplerini ve ayaklarını, yüreği kanayan mazlumların çığlığı eşliğinde yerinden kaydır.
Ey zamanın sahibi olan ve günleri insanlar arasında döndürüp çeviren; “Size ne oluyor ki Allah yolunda ve ‘Rabbimiz, bizi bu zalim kavimden kurtar! Bize katından bir sahip, bir yardımcı gönder.’ diye feryad eden kadın, çocuk ve müstaz’aflar adına savaşmıyorsunuz?” ilâhî buyruğuyla bizleri uyaran Rabbimiz!
Biliyoruz ki, Gazze’de 23 ayda çoğu kadın ve çocuk olan yaklaşık 90 bin kişinin katledildiği ve bu vahşi katliamın vahşice sürdürüldüğü bugünler büyük üzüntü günlerimizdir. Bugünler duayı, yardımlaşma ve dayanışmayı, selamı ve erdemi yaygınlaştırmamız gereken günlerdir. Bugünler, yüreklerin acıyla kavrulduğu, insanın insan olmaktan utandığı, insan olma onuru taşıyanların kahrolduğu günlerdir. Bugünler gözlerde yaşın kalmadığı, feryatların yeri göğü bürüdüğü günlerdir. Bugünler, insanın insan olabilmekle, Müslümanın da imanıyla sınandığı günlerdir. Böyle bir zamanda, bizlere “kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf tutabilme”yi, siyonist katillere ve destekçisi emperyalistlere karşı yokluk ve zorluk içinde direnen Filistin ve Gazze’deki mazlum halkın yanında durmayı, onurlu bir direnişi kahramanca sürdürüp küresel destekli katillere boyun eğmeyen mücahid kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmeyi ve İslâmî kimliği onurlu bir şekilde temsil etmeyi nasip et Allah’ım!
Bütün dünyanın gözleri önünde, katil Netanyahu’nun yönettiği ve katil Amerika’nın da desteklediği siyonistler, her geçen gün çirkin yüzlerini ve vahşi karakterlerini çok daha iğrenç, çok daha kanlı bir şekilde ortaya çıkarıyorlar. Yıllardır, işgal ettikleri Filistin’i, hatta bütün yeryüzünü zulüm, işkence ve korkuyla kirletiyorlar. Bugün de Gazze’de çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı binlerce insanı her gün alçakça katlediyorlar. Aslında bu derece vahşi ve canice katliam ve soykırımlarla bütün bir insanlık aşağılanıyor. İnsanların yanı sıra şehirlere kıyılıyor, şehirler tabutluk ya da mezarlık haline getiriliyor. Hastaneler içindeki hastalarıyla, camiler içindeki cemaatleriyle, okullar içindeki öğrencileriyle yıkılıp yok ediliyor. Zulüm ve vahşet kusan silahların her türlüsü mazlum halkların üzerinde deneniyor. Çağdaş Firavunluğa soyunan bir ordu, silahlarını, aslında insanlığın kalbine, insânî ve İslâmî olan her şeye çeviriyor.
Oysa biz Kur’an’ı terk edilmiş bırakıp parçalanarak bu zillete düşmeden önce, Hak yoldaki âdil mücadelelere tanıklık eden tarihi şehidlerle ve zalimlere haddini bildiren zaferlerle dolu izzetli bir ümmettik. Kudüs ve Aksa ile Mekke ve Ka’be, Kur’an’ın hâkimiyetinde ümmetin izzetli duruşuyla hür ve sadece Senin adının yüceltildiği kutsal mekânlarımızdı. Ümmet tavhîdî duruş ve zindeliğini kaybedince bu mukaddes mescidlerimiz de işgale uğradı. Filistin yaklaşık yüzyıldır işgal altında ve mazlum Müslüman halkı soykırımlarla sınanıyor.
Filistin, Ortadoğu’nun kalbidir. Filistin bizim evimizin içidir, Kudüs ve Mescid-i Aksa Allah’ın yeryüzündeki ayetlerindendir. Zihin ve yürek intifadasının en gözde, en bereketli pınarıdır. Rasûllerin, sâlihlerin, sıddıkların, şehidlerin yurdudur. Çocukların ölüme gülerek koştuğu, bütün vücudu bombayla yıkılan evinin enkazı altındayken ve yüzü toprakla örtülü olduğu halde enkazdan ilk kurtulan şahadet parmağını kaldırıp tevhid kelimesini haykıran adanmış çocukların yetiştiği bir mekteptir. Bu adanmış mü’minler ve kahraman direnişin sembolü “Ebu Ubeyde”ler, tekerlekli sandalyesindeki felçli haliyle bile terörist İsrail’i korkutan ve terörist siyonist lerin korkudan yanına yaklaşamayıp ancak helikopterden attıkları füzeyle şehid edebildikleri Şeyh Ahmed Yasin’in öğrencileridir.
Ya Rab!
O yurdun daha fazla kirletilmemesi için, Gazze’de direnen bu onurlu Müslümanlara yardım et, bize ve tüm dünya Müslümanlarına da bu güzel örneklerin vesilesiyle uyanış, kararlılık ve şehadet bilinci nasib et! Sorumluluklarımızı idrak edip kardeşlerimize karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirme azim ve kararlılığını lutfet!
Gazzeli onurlu Müslümanların bir daha ispat ettikleri üzere, zalimler, katiller, emperyalistler bilsinler ki, biz mü’minler, Hak, hakikat ve Allah yolunun yolcuları olarak hayatın ta kendisiyiz. Biz vurup kırmakla, öldürülmekle bitmeyiz. Yokedilemez, tüketilemez, sindirilemez, yıldırılamaz bir imanın ve şehid kanlarının bereketiyle, her türlü zulme karşı sürekli yeniden doğarız. Bizi İslam’ın şeref ve aydınlık bahşeden yolundan, bizi şâhidlerin, şehidlerin yolundan asla ayırma Allah’ım!
Ve siz ey katiller, ey hayvandan aşağı siyonist teröristler, ey lânetle özdeş olanlar! Ey Rasûllerin katilleri! Ey şeytanın dostları! Ey ABD ve AB’siyle eli kanlı emperyalist devletler! Ey İsrail’e terör devleti dedikleri halde, on yıllardır en büyük destekleri vermeyi sürdüren ikiyüzlü bölge ülkeleri!
Biliniz ki, sizin gibi İslam’dan uzak ve size işbirlikçilik yapacak batıl kesimler bulunsa da özde Filistin ve bugün Gazze, imanın, cihadın, direnişin ocağıdır. Hakk’a imanla sürdürülen mücadelede hiç bitmeyen bir azmin, Hak yolda mücadele davasında sadakatin ve istikameti korumada tavizsizlikle Allah’a sürekli bir teslimiyetin öğretildiği mekteptir. Bunu siz de duyun. Bunu güneş, gün, gece duysun. Bunu nehirler, dağlar ve toprak duysun. Bunu, başını kuma gömenler duysun. Bunu, dünyevileşenler, çıkarları uğruna ilke ve onurlarını az pahaya satanlar, zevk-ü sefa sürmekte ısrar edenler ve katillerle aynı kaptan yiyenler duysun. Bunu, ikiyüzlü Avrupa ve katillerin hamiliğini yapan Amerika duysun!
Bunu, emperyalistlerle ve siyonist terörist İsrail ile işbirliği yapmaktan utanmayanlar ve siyâsî çıkarları uğruna ahlâkî ilkelerini yiyenler duysun! Bunu bu kadar vahşete ve katliama rağmen hâlâ siyonist İsrail’e Türkiye limanlarından çelik, petrol, gıda gibi malları ihraç etmekten utanmayanlar duysun! Bunu, katil siyonist teröristlere istihbarat desteği veren ve kalkan olan Kürecik üssünü 2012 yılında açanlar ve hâlâ da kapatmayıp aynı desteği vermeyi sürdüren zalimler duysun! Bunu, İncirlik başta olmak üzere İsrail’e destekte de kullanılan Türkiye’deki çok sayıda ABD ve NATO üs ve tesisini kapatmayıp bu desteği ahlâksızca bir ikiyüzlülükle sürdürenler duysun! Bunu, bütün bu gerçeğe rağmen hâlâ AKP’ye desteğini ilkesizce sürdüren ve akîdevî ilkelerini uydurdukları maslahatlar uğruna az pahaya satan eski tevhidî uyanış süreci mensupları, grupları ve öncüleri duysun!
Acı bir gerçek şudur ki, Türkiye’de Müslümanlar on yıllar süren kavlî tevhîdî davetle oluşan birikimi batıl yollarda harcayıp tükettiler. Çünkü bu daveti hâl ile yapmaya sıra geldiğinde, dünyevî hesaplarla batıl sistemin batıl bir partisine destek uğruna hem de laiklik İslam ile bağdaşır iftirası ile İslam inancı üzerinde tahrifat da yaptığı ve İsrail’e çok boyutlu destekleri ısrarla sürdürdüğü halde, en temel akîdevî ilkelerini az pahaya satarak kötü bir örneklik oluşturmak suretiyle son on beş yılda büyük yozlaşmanın müsebbibi oldular. Bu kötü örneklik, yani kâl ile daveti, hâl ile davetle ete kemiğe büründürecek bir şahidlikle destekleyememeleri, insanlar üzerinde olumsuz bir etki meydana getirerek davetin muhataplarının İslam’dan uzaklaşmasına, sekülerizmin ve deizmin yaygınlaşmasına yol açtı.
Gazze’deki Müslümanlar ise, sadece hâl ile davetle, imanlarının gereğini can feda bir mücadele ve direnişle ete kemiğe büründürüp onurlu ve güzel bir şahidlikle ispat edince, dünyada çok yaygın bir etkilenmeye ve insanların İslam’a saygı duyup araştırmaya yönelmelerine ve birçoklarının da İslam’ın nuruyla aydınlanıp iman etmelerine vesile oldular. Çünkü bu Müslümanlar, Türkiye Müslümanlarının laik ulusalcı AKP iktidarının peşine takıldıkları gibi, Filistin’de iktidar sahibi laik Arap ulusalcısı Mahmut Abbas’ın peşine takılmak yerine, Allah yolunda tavizsiz bir tevhîdî şâhidlikle can feda bir mücadeleyi göze alan Gazze örnekliğini oluşturdular. Bu durum, Türkiye Müslümanlarının Gazzeli Müslümanlardan ders almaları gereken bir başka önemli vecheyi oluşturmaktadır. Türkiyeli Müslümanlar, 40 yılda ciddi bir davet örnekliği ve etkisi oluşturamaz ve hatta o birikimi bile koruyamayıp batıla doğru savrulmuş durumda iken, Gazzeli Müslümanlar birkaç ayda çok daha büyük bir etkiyi hem de dünya çapında hâl ile davetleriyle oluşturdular.
Ancak yaklaşık 23 ay süren bir zamandır bütün dünya insanlığını etkileyen ve İslam’a yönlendiren bu güzel örneklik, istikamet krizi yaşayan Türkiye Müslümanlarını, maalesef düşündürüp hallerini sorgulayarak sürüklendikleri büyük yanlıştan dönmeye hâlâ yönlendirebilmiş değildir. Tam tersine, bu süreçte bile neredeyse bütün eski tevhîdî gruplar ve öncüleri, AKP ve Erdoğan’ın İsrail’e verdiği bütün desteğe rağmen, halkın biriken öfkesini dindirip gazını alma amacıyla düzenlediği Yeşilköy Hava Limanı, Bilal Erdoğan ve yandaş kuruluşlar öncülüğünde Galata köprüsü ve Ayasofya meydanındaki mitinglerine hem herkesi katılmaya çağırdılar hem de utanmadan kendileri de katılıp tağutî devletin ulusal bayrakları altında yer aldılar ve üstelik Yeşilköy mitinginde bir de Mustafa Kemal’e saygı duruşu tapınması konumunda bulundular. Destekledikleri iktidara “iktidar slogan atmaz, icraat yapar” deyip hesap sorarak, İsrail’e verdiği desteğe itiraz edeceklerine peşinden sürüklenmekten utanmadılar.
Rabbimiz! İsrail’e çok boyutlu desteğini hâlâ sürdüren Türkiye hükümeti ve destekçileri dâhil, doğrudan ya da dolaylı olarak Gazzeli çocukların, masum sivillerin, kadınların ve Senin yolunda savaşan mücahidlerin kanına eli bulaşmış olan bütün bu kesimleri Sana şikâyet ediyoruz ve Senin rızan için onlardan beri olduğumuzu bir daha beyan ediyoruz.
Ya Rabbi!
Filistin’de ulusalcı ve işbirlikçi Mahmut Abbas ile birlikteliği reddedip emrolunduğu gibi istikameti koruyarak Allah yolunda adanmış izzetli bir “güzel örneklik” oluşturan Gazze’nin mücahidlerinden razı ol! Bu onurlu mücadeleleri ile tüm dünya insanlığını sarsacak biçimde Hakkı temsil eden Gazzeli kardeşlerimize yardım et? Siyonist soykırımcı İsrail terör devleti ve destekçilerine karşı onları muhafaza ve muzaffer eyle!
Bu izzetli mücadele örnekliği ile ilkelere sadakatin simgesi hâline gelmiş Gazzeli kardeşlerimize (sözüm ona) destek vermek isteyen bölgemizdeki büyük çoğunluk, Mahmut Abbas gibi ulusalcı ve laik olan kendi ülkelerindeki yönetimlerle bütünleşmek zilletini kolayca tercih edebilen ibretlik bir çelişki içindedirler. Rabbimiz! İşte Gazze’deki mazlum ama izzetli müslümanlara destek olmak adına kendi ülkelerindeki zalimlere meylederek zillete sürüklenmekten çekinmeyen bu ilkesizlere, “emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun” (Hud/112) ve “zalimlere meyletmeyin”(Hud/113) ayetlerini bir daha hatırlat! Bu zelil ve çelişkili halleriyle istedikleri kadar “slogan atsınlar”, halkın gazını almaya vesile olsalar da Gazze’ye hiçbir desteklerinin olamayacağı gerçeğini anlamalarını sağla! Ancak Hak yolda hakkıyla şahidlik yapan ilkeli konumlarına geri dönmeleri halinde ve böylece tevhîdî saflarına katılarak Gazzeli Müslümanlara gerçek anlamda destek olabileceklerinin şuur ve iradesini nasip et!
Rabbimiz! Hakkı haykıran, Hakka çağıran ve zalimlere itiraz edip adaleti yükselten sesimizin dalga dalga güçlenip yayılmasına ve terörist siyonistler ile işbirlikçilerinden oluşan düşmanı boğmasına izin ver! Ki, uyuyanlar uyansın, oturanlar yürüsün, yürüyenler koşsun! İstikamet krizine girmiş ilkesizler tekrar ilkelerine sarılıp istikametini düzeltsin. Ve düşsün zilletin karanlık örtüsü üzerimizden!
İşte, Filistinliler her şeye rağmen haykırıyor. El-Aksa’nın yiğitleri, el-Halil’in şehidleri haykırıyor. Çocuk yaşta öldürülen Muhammed’ler, Ahmed Yasin’ler, Musavi’ler, Fethi Şikaki’ler, Yahya Sinvar’lar, İsmail Heniyye’ler haykırıyor. Gazze’nin şehid edilen on binlerce kadın, çocuk mazlum halkı ve Kassam’ın şehid olan kahraman mücahidleri haykırıyor: Biz diriyiz, biz hayatın ta kendisiyiz. Delilimiz de Hakkı savunurken, Rabbimizin hükmü hâkim olsun diye cihad ederken, Allah’ın ayetlerini okurken, Allah’ın mescidlerinde namaz kılarken akıtılan kanlarımızdır.
İşte bunları haykıran şehidlerimiz, Rabbimizin “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin; hayır onlar diridirler…” (Bakara, 154) hükmü gereğince Allah katında ikramlara muhatap olmaktadırlar.
Ey Filistin! Ey iman ve onur intifadasının mektebi!
Ey şehidlerin yurdu! Belki şimdi senin kalbine hüzün doluyor; fakat Allah elbette nurunu tamamlayacaktır!
Ey Şeyh Ahmed Yasin! Ey masumiyet ve mazlumiyetin olduğu kadar izzetin de zirvesinde yer alan Filistinli çocuk! Ey Zeynep gibi haykıran Filistinli kadın! Ey hıçkırıklara boğulmuş Gazzeli genç kız! Ey onuru kuşanmış ve teslimiyeti reddetmiş Filistinli, Gazzeli yiğit! Senin için, sizin için çarpmayan kalplere yazıklar olsun! Sizin için duaya durmayan ellere ve yüreklere, destek için harekete geçmeyen tüm uzuvlara yazıklar olsun!
Gelenekte, cenaze namazına katılanlara, “Mevtaya hakkınızı helal eder misiniz?” diye sorulur. Gazzeli şehidlerin ardından bizim kendimize sormamız gereken soru ise şu olmalıdır: “Aziz şehidlerimiz, bize haklarını helal ederler mi acaba?” Yoksa Şeyh Ahmed Yasin’in, ümmeti Allah’a şikâyet ettiği mektubundaki haklı sebeplerle, bize haklarını helal etmezler ise vay halimize, vay bize, vay ümmetimize?
Rabbimiz!
Şeyh Yasin ve Gazze’de şehid olanlar başta olmak üzere, bütün şehidlerimizin haklarının bize helal olmasına vesile olacak şekilde çabalar göstermeyi ve sorumluluklarımızı onurlu bir biçimde yerine getirmeyi nasip et!
Ey Filistin ve ey Gazze! Sözünü söyle! Akıtılmış kanını, ruhsuz yöneticilerin, işbirlikçilerin, döneklerin, vurdumduymaz Müslümanların, seyirci kalanların yüzüne saç!
Sözünü söyle ey şehidlerin yurdu, sözünü söyle ey Ahmed Yasin!
“Neredesiniz ey Araplar ve diğer bölge halkları, ey Müslümanlar, ey henüz insanlığını büsbütün yitirmemiş olanlar, neredesiniz?” de! “Petrolünüz ve servetiniz nerede? Nerede ordularınız? Zilleti ve korkaklığı sürdürerek ne zamana kadar kanımızı içeceksiniz? Artık yeter!” diye haykır!
Ey Rabbimiz! Ey Ka’be’nin, Hayber’in, Kudüs’ün Rabbi!
Ayetlerini yalanlayan, Rasûllerini öldüren, yeryüzüne fitne ve fesadı yayan kimseler dünyaya egemen olmuşlar. Bize yardım et, dualarımızı karşılıksız bırakma! Bizi silkele, bizi arındır. Bizi uyananlardan, adananlardan eyle! Gazze’nin, o günahsız bebeklerine ve en zor şartlarda direnen mazlum halkına ve kahraman mücahidlerine, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın zayıf ve yalnız bırakılmış muhafızlarına ve her Cuma siyonist teröristler tarafından Aksa’ya sokulmayıp darp edilen mazlum Kudüs halkına dualarımızı ulaştır! Onları muhafaza ve muzaffer eyle Allah’ım!
Ey Rabbimiz!
Üzerimize sabır yağdır.
Ayaklarımızı kaydırma, bizi dünyevileşme zilletinden, şehadet bilincinin ve adanmışlığın izzetine ulaştır, bunun için bize tevhîdî bir iman ve senin yolunda cihad için güç ve kuvvet ver.
Ellerimizi ve yüreklerimizi birleştir. Küresel küfre, küresel emperyalizme karşı, küresel bir itirazı yükseltmeyi ve küresel intifada ile direnmeyi nasip et.
Bize senin kutlu taraftarlarından olmayı, Peygamberimize layık ümmeti yeniden inşa etmeyi ve aziz şehidlerimizin onurlu mücadelesini sürdürmeyi nasip et!
Allah’ım (cc)!
Gazze’deki kardeşlerimizin tevhîdî imanını güçlendir, Hak yoldaki mücadelelerinde sabır ve direniş azmini arttır, onlara yardımını gönder, bizlere de yardımcıları olmayı nasip et. Kardeşlerimizi muhafaza eyle, siyonist teröristlere ve destekçileri olan emperyalistlere karşı muzaffer eyle, siyonist katilleri ve destekçilerini zelil bir mağlubiyetle kahreyle.
Allah’ım (cc)!
Sırat-ı müstakiminde, ayaklarımızı sabit kıl. Zalimlerin ve vahşet kusan silahlarının ürettikleri korkulara karşı yüreklerimize sekinetini indir. Hak, adalet, hürriyet ve tevhid yolunda bedel ödemekten çekinmeyen onurlu bir direnişe yönlendir yüreklerimizi!
Kâfir ve zalim topluluğa karşı bize yardım et!